Engelliler de toplumun ayrılmaz bir parçasıdır ve her birey gibi onların da eşit haklara sahip olması anayasal ve insani bir gerekliliktir. Ancak, ne yazık ki günümüzde engelli bireyler hâlâ istihdamda ciddi eşitsizliklerle karşı karşıya kalmaktadır.
Eşit iş imkanı, engelli bireylerin yeteneklerine, eğitim düzeylerine ve deneyimlerine uygun işlerde çalışabilmesi anlamına gelir. Bu hem onların ekonomik bağımsızlıklarını sağlamaları hem de topluma aktif bireyler olarak katılmaları açısından son derece önemlidir.
Yasal düzenlemeler, özellikle 4857 sayılı İş Kanunu ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile engellilere istihdamda pozitif ayrımcılık tanımaktadır. Örneğin, 50 ve üzeri çalışanı olan özel sektör işyerlerinde %3, kamu kurumlarında ise %4 oranında engelli çalıştırma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi gerekmektedir.
Ön yargıların yıkılması, işverenlerin bilinçlendirilmesi, erişilebilir iş ortamlarının sağlanması ve mesleki eğitim olanaklarının artırılması da büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki, engel fiziksel olabilir; ama asıl engel, toplumun önyargılarıdır.
Engelli bireylere eşit iş imkânı sunmak, sadece onların değil, tüm toplumun kazanımıdır. Kapsayıcı bir iş gücü, daha güçlü bir ekonomi ve daha adil bir toplum demektir.